• lisede, yeni atanan, henüz 22-23 yaşındaki türkçe hocamın çantasına aşk mektubu bırakmıştım.

    kızcağız ertesi günkü derste kitabımı eline alıp, biraz bakındıktan sonra tekrar yerine bıraktı. biraz uzaklaştıktan sonra bi' baktım ki arasına, ne göreyim!!??

    mektup!!!

    hemen açtım ve şok oldum!!!

    kadın yaptığım yazım yanlışlarını kırmızı kalemle düzeltmiş ve "daha çok kitap okuman lazım" yazmış altına.

    işte o gün bugündür ekşi sözlük'te "de, da" bağlaçlarını ayıramayanlara özelden küfürler ediyorum.

    _______________________________________________________________________________

    edit: bu entry yarın debe'ye girer, herkes de okur. bir arkadaş demiş ki "hırsızsın, selçuk erdem'den çalmışsın"

    kabul. hırsızım ama selçuk erdem'den çalmadım, hatta selçuk erdem'in ilgili karikatürünü yeni görüyorum. ilgili karikatür şu;

    https://i.imgur.com/tk483.jpg

    peki ben bu entry'i nereden esinlenerek yazdım?

    rodney dangerfield'ın 1986(bindokuzyüzseksenaltı) yapımı back to school filmini bilir misiniz?

    http://www.imdb.com/title/tt0090685/

    bilmeyenler muhakkak bulup izlesin çok makara ve benim çok sevdiğim bir filmdir. o filmde, esas adamımız öğretmeniyle konuşurken tam olarak şu cümleyi kullanır, hatta altyazı saniyelerini de vereyim;

    "759
    00:51:58,461 --> 00:52:01,021
    bir ingilizce öğretmeniyle
    çıkmıştım. yürümedi.

    760
    00:52:01,064 --> 00:52:04,189
    ona aşk mektubu yollamıştım.
    hatalarımı düzeltmişti."

    hımmmmmmm... şimdi hırsız kim sizce? tamam ben hırsızım. peki selçuk erdem? selçuk erdem'in karikatürünü bilseydim, kırmızı kalemli not kısmını yazmazdım, o kadir bariz araklamazdım daha doğrusu. hem açıklama yaparken, kalkıp da kimsenin bilmediği bu filmden alıntı yapamazdım di' mi?

    kendinize iyi bakın ve bu gibi şeylerle kafanızı doldurmayın. selçuk erdem de bir şekilde bunu okur bakarsınız. eminim o filmi de izlemiştir, hiç inkar etmesin ;)
  • ilkokulda iken ingilizce öğretmenimiz burçin'in (erkek) gömleği dışarda, madalyonsuz *, saçı başı dağınık bir arkadaşımıza ** söylediği sözdür.

    (bkz: it gibisin lan sen)

    edit: lisedeki saygıdeğer hocamız abdurrezzak çiçek'i de unutmayalım. ulan heey!
    ve efsanevi sözü; (bkz: benim branş bayoloji sizinki nayoloji) *

    lisede bir de adını hatırlayamadığım bir hocanın (düz lise olanların dersine kaçak girmiştim) sınıfta "oğlum fıstık atıyorum tut" şeklinde yarmışlığı vardır.

    ulan geldikçe geliyor; hasan usluol isimli efsanenin "çocuklar doktor düşmemi yasakladı, benim düşmem yasak" şeklinde epik sözü de asla unutulmaz.

    o değil de daha edit gelcek galiba buraya. ehe.
  • anlat da biz de gülelim.
  • ilkokul 5. sınıftayken, okuma parçasını okurken her sözcüğü heceleyerek sesli biçimde okuyan arkadaşa, sabırla dinleyip parçayı bitirmesini bekleyen ve yıllardır kendisinden hiç argo sözcük duymadığımız otoriter, disiplinli, prensipli öğretmenin yorumu:

    "sıçtın içine!"
  • her hocanın ayrı ayrı her dönem arka sıralardan ön sıralara gelmem için sarf ettikleri sözler.
  • lise 1'de cok ilginc bir din ogretmenimiz vardi. bize hep dinin nasil yanlis kullanildigini, muslumanlikla ilgili yapilan yanlislari anlatirdi. benim cok hosuma giderdi bu sozler ne kadar inanc yoksunu bir insan olma yolunda ilerlesem de o zamanlar, bu adama hep saygi duyardim. bu adam gibi bilincli insanlar lazim ulkeye derdim. yaz tatilinden bir hafta once bu degerli ogretmenimizi kantinde yakalama firsati buldum. adamla muhabbet ederken bir anda;

    -oglum din min yok, kitap falan hikaye. ben senelerdir insanlari bu dinden uzaklastirmaya calisiyorum. ben 4 sene ilahi fakultede okudum. uzerine bir de doktora yaptim. kur'an'in her sayfasini biliyorum. bu dinin yalan oldugunu da her seyden biliyorum. icindeki mantik hatalari incil'den bile fazla. hadi kendine dikkat et iyi bir yaz gecer.

    dedi. sasip kaldim. bir din ogretmeninden bu sozleri duymak ufkumun acilmasinda yardimci oldu.
  • "babanizin zengin olmamasi sizin sucunuz degil ancak kayinpederinizin zengin olmamasi sizin sucunuz."
    ıktisat giris dersinde dile getirmistir kendisi.
  • ilkokul öğretmenim ne oldu da söyledi bilmiyorum fakat, herkes kendisi için yaşar demişti.
    daha 2. ya da 3. sınıftayım, içinde olduğum yaşamın ne olduğunu da fark edememişken çok garip gelmişti.

    nasıl herkes kendisi için yaşardı ki? ana, baba, bacı, kardaş; hani hepimiz bir aileydik?

    öğretmenim haklıymış. sözünü hatırlayacağım günleri de gördüm. belki de her bir birey görüyordu da ben o zamanı yakaladım, pek emin değilim.
  • "çok güzel bir alet var. ismi vibratör"
  • ılkokul ogretmenim rabia ayas: "giydikleriniz eski olabilir, yipranmis olabilir, yenisini alacak paraniz olmayabilir ama temiz degilse bundan siz sorumlusunuz. temiz olun, titiz olun; once kendinize sonra baskalarina saygili olun."

    ortaokulda matematik hocamiz talih sonmez: "arkadas insanin aynasidir, arkadasinizi iyi secin, sizden alan degil, size katan insanlari yaninizda tutun."

    lise biyoloji hocasi mesude oney (esi o zaman milletvekiliydi, bununla ilgili acilan mevzu ustune kizlara yonelik): "ne yapin edin cocuklarinizi ataturk yolundan yurutun, gelecek sizin elinizde kizlar."

    lisans mezuniyetinden onceki son dersinde osman nuri hoca: "calistiniz, sinavlar verdiniz, hakedip buralara kadar geldiniz. simdi piyasaya cikip muhendislik yapacaksiniz. yeri gelecek insan hayatindan, yeri gelecek isinizin mesuliyetinden yukler altina gireceksiniz. her ne yapiyorsaniz yapin ama asla yalan soylemeyin, olmayacak isi oldurmayin, bilim disina cikmayin, ricacilarin yapivercilerin adami olmayin, ogrenmeye kendinizi zorlayin. en onemlisi de adil olun. hakkim hepinize helal olsun."
    bu son konusma bittiginde butun sinif salya sumuk agliyordu.
hesabın var mı? giriş yap